9 Aralık 2014 Salı

YERÇEKİMİNİ NEWTON'DAN ÖNCE BULAN TÜRK ALİMİ KİM?


Dünyanın döndüğünü Galilei’den tam 600 yıl önce bir Türk alimin keşfettiğini biliyor muydunuz?  Peki ya aynı âlimin Newton’dan çok daha önce yer çekimi kanunu ile ilgili incelemeler yaptığını? Batılı alimlerin, çalışmalarını ısrarla incelediği bu Türk alimi gelin birlikte inceleyelim.

Ebû Reyhan Muhammed Bin Ahmet El- Bîrûnî (973 – 1051)


Astronomi, matematik, fizik, tıp, coğrafya, tarih, jeodezi, jeoloji ve eczacılık gibi çeşitli ilim dalları ile ilgilenmiş ve bu konuda önemli çalışmaları bulunan Biruni 973 yılında günümüzde  İran, Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan sınırları içinde kalan ve Ceyhun Nehri boyunca uzanan bölgede bulunan Harezm’de dünyaya gelmiştir.  

Harezmşahlar sarayında himaye edildiği söylenen Biruni henüz çok küçük yaşlar da iken zekâsı ile dikkatleri üzerine çekmiş ve 11 yaşında iken ilk rasat çalışmalarına başlamış ve henüz 17’sini doldurmadan bir kadranı yarımşar derecelik açılara bölerek Güneş’in meridyen yüksekliğini ölçmüştür.

Farklı bilim alanlarında bilim dünyasına kalıcı eserler bırakan Bîrûnî'nin matematikçi oluşu en iyi bilinen kimliğidir. Yaşadığı yüzyılın en büyük matematikçisi olan Bîrûnî, trigonometrik fonksiyonlarda yarıçapın bir birim olarak kabul edilmesini öneren ilk kişi olup sinüs ve kosinüs gibi fonksiyonlara sekant, kosekant ve kotanjant fonksiyonlarını ilave etmiştir. Bîrûnî’nin bu buluşları Batı Dünyası tarafından ancak iki asır sonra keşfedilip kullanılabilmiştir.



El-Birûni'nin Ay'ın farklı durumlarını gösteren modellemesi


Biruni, Kimya alanında 23 katı maddenin ve altı sıvının özgül ağırlıklarını bugünkü değerlerine çok yakın hesaplamıştır.

Ayrıca tıp dünyasında da birçok eser bırakan Biruni, döneminde bir kadını sezaryenle doğum yaptırmayı başarmıştır. Şifalı otlar ve birtakım ilaçlar üzerine yazdığı "Kitabu's Saydane", Birûni’nin son yapıtı olmakla beraber 1050'de yazılmıştır. Bu kitapta üç bin kadar bitkinin şifa özellikleri ve nasıl kullanıldığı yazmaktadır.

Bîrûnî'nin astronomi alanında yaptığı çalışmaların başında Sultan Mesut'a 1010'da sunduğu "Mesudî fi'l Heyeti ve'n-Nücum" adlı yapıtı gelmektedir. Biruni’nin bu yapıtı günümüze kadar ulaşmış olmasına rağmen,  alimin astronomi alanındaki çalışmalarının bir kısmı maalesef kayıptır.

Kanun adlı eserinde Aristo ve Batlamyus'un görüşlerini tartışma konusu yaparak Dünya'nın kendi ekseninde dönüyor olma olasılığı üzerinde durması bilim tarihi açısından önemlidir. Ancak bu konuda kesin bir sonuca varamadığı varsayılan Bîrûnî'nin günümüze bu konu hakkında her hangi bir  eseri ulaşmamıştır ve bu çalışmaların kayıp eserlerin içerisinde olduğu düşünülmektedir.

Toplamda 196 eser ortaya koyan Biruni nin eserleri Orta Çağ Avrupa’sında çeşitli dillere çevrilmiş ancak sadece 27 eseri günümüze kadar gelebilmiştir.

Biruni’nin üretkenliği ve alim kimliğini incelerken, herhalde sınai haklar açısından işaret edilmesi gereken konu, fikir ve eserlerin korunması  ve duyurulması hakkındadır. Zira, bu ünlü Türk âlimin pek çok buluş ve keşfi, batılı meslektaşlarından çok daha önce bulmuş olduğu küresel ölçekte çok bilinmemekle birlikte, eserlerinin bazılarının yerinin bilinmemesi de, ulusal bir kayıptır.

Bugün eser ve keşiflerin önemi, aslında geçmişte de pek farklı değildi. Farklı olan tek şey korumaya dair henüz oluşmayan bilinç ve farkındalıktı. Tarihi kimlikleri incelerken, eser ve buluşların milyonlarca insanın hayatını değiştirebilecek kadar etkili olabileceğini görüyoruz. Bu yüzden siz siz olun, her türlü, eser buluş ve keşfinizi vakit kaybetmeden koruma altına alın! Zira fikr-i mülkiyet yani fikrin aitliği, her türlü mal aitliğinden çok daha değerli ve hayatidir!


KURUMSAL İLETİŞİM





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder