Bu ayki tarihe mal olan ünlü ismimiz, büyük
bir denizci. Bu denizcimizin, öyle önemli eserleri var ki, ölümünün ardından
yaklaşık 500 yıl geçmesine rağmen halen tüm dünyada konferanslara konu oluyor
ve bilim adamlarının dikkatini üzerinde topluyor. Bu ünlü kaptan, Avrupa’nın ilk ve en doğru haritasını çizerek döneme damgasını vurmuştur. Akdeniz ve
Ege’deki tüm kıyı, liman ve adaları tek tek tespit ederek, bir denizcilik
kitabı olan Kitab-ı Bahriye (Denizcilik
Kitabı Seyir Kılavuzu)’yi yazmıştır. Yine aynı kaptan, Amerika haritasını da ilk çizen
kişidir. Sanırım, harita ve denizcilik dendiğinde herkesin aklına ilk gelen
isimlerden biridir: Piri Reis.
Gelibolu
doğumlu olan Piri Reis, Osmanlı’nın meşhur Akdeniz donanma kaptanlarından ünlü Kemal
Reis'in yeğenidir. 17 yaşında amcası ile beraber deniz tutkusu hayata geçer.
Amcası bağımsız bir deniz kaptanıdır. 1495-
Sultan Beyazıt Tahta geçtiğinde, Türk
gemicilerinin hepsini Osmanlı idaresi altına girmeye davet eder. Bağımsız
korsanlar ve gemiciler böylece donanmaya katılır.
Piri
Reis’in gönlünde, gittiği yerler hakkında notlar almak, tespitler çizimler
yapmak vardır. Kalbi aklı, coğrafya’da, kıyı bilimi ve haritacılıktadır.
Gittiği her yerle ilgili notlar almaya başlar. Hangi nokta ne kadar sığ, ne
kadar derin; nerede hangi bitki örtüsü var, hangi koya nasıl gidilir, bunları
yazmaya ve biriktirmeye başlar.
Piri
Reis’ten, Osmanlı tarihinde ilk olarak, Osmanlı-Venedik Savaşları
Döneminde (1499-1502) bahsedilir. O da bir geminin kaptanıdır ve Kemal Reis’in
emrinde Akdeniz donanmasında hizmet vermektedir. Yıllar 1511’e ulaştığında,
Kemal Reis, yakalandığı bir fırtına da gemisiyle birlikte sulara gömülür. Piri
Reis, amcasının kaybından çok etkilenir. Deneyimleri ve kaptanlığı bir hayli
bilinmesine rağmen, denizlerden ayrılmaya karar verir ve Gelibolu’ya döner.
İnziva dönemlerinde, aklında yalnız tek bir şey vardır: Bir Dünya Haritası
çizmek.
1513
yılında ilk dünya haritasını çizer. Piri Reis’in çizdiği bu ilk harita, bugünkü
güncel teknolojilerle çizilmiş olan kıyı haritasına şaşırtıcı derecede
benzemektedir. Bu haritadaki bir diğer nokta da, pusula ve ölçekli çizilen
mesafelerin, o dönem enlem ve boylamları düzgün elde edecek bir imkân olmadığı
halde, gerçek ölçüleriyle neredeyse aynıdır. Maalesef bu haritasının yarısı
kaybolmuştur.
O
yıllarda, koy ve körfezler sadece yarım dairelerle basit kroki mantığında
gösterilmesine rağmen, Piri’nin haritasında tüm koylar en ince girinti ve çıkıntısına
kadar çizilmiştir.
Piri
Reis 1517 yılında, tekrar devlet tarafından donanmaya çağırılır. Bir filonun
kumandanı olarak İskenderiye seferine katılır. Bu sefer sırasında da Nil Nehri
deltasının haritasını çıkarmayı ihmal etmez. Yavuz Sultan Selim, Piri Reis’in
çizdiği bu haritayı gördüğünde övgüsünü gizlemez ve şöyle dediği rivayet
edilir: “Dünya ne kadar da küçükmüş!”
Piri
Reis, İskenderiye seferinin ardından tekrar Gelibolu’ya döner ve Kitab-ı Bahariye eserini hazırlamaya başlar. Bu sırada Kanun-i Sultan Süleyman tahta
geçer. Rodos’un fethi hazırlıkları sırasında Piri Reis yeniden donanmaya
çağırılır ve önemli başarılara imza atar.
Sadrazam
İbrahim Paşa’nın Rodos’a gidişinde, Piri Reis ona kılavuzluk etmek üzere
yardımcı atanır. Yolda büyük bir fırtınaya yakalanır ve bir süre kaybolduktan
sonra Rodos’a ulaşırlar. Tüm sefer boyunca, Piri Reis’in haritalarına bakması İbrahim Paşa’nın dikkatini çeker. Geçirdikleri zorlu sefer sonunda dostlukları
artmıştır. İbrahim Paşa, Kitab-ı Bahriye’yi bitirmesini ve Kanuni SultanSüleyman’a sunması konusunda Piri Reis’i cesaretlendirir ve bunun devlete büyük
bir hizmet olacağını da ekler.
1526’da
ilk kez Kanuni'ye sunulan Kitab-ı Bahriye büyük takdirle karşılanır ve
Osmanlı’nın büyük eserleri arasında yerini alır. Yanda, Kitab-ı Bahriye'deki çizimlerden birini, Rodos adasını görmektesiniz.
Piri
Reis, içinde 223 harita bulunan, 858 sayfalık o müthiş eserinin ardından, Dünya
Haritasını yeniden çizmeye karar verir. Bu haritanın da büyük bölümü kayıptır.
Sadece sol üst köşesi gün yüzüne çıkarılan Piri Reis’in 2. Dünya haritasında,
Kuzey Amerika ve Atlas okyanusunun kuzey kısımları harikulade bir
şekilde belirtilmiştir. Bu haritada rüzgar gülü ve hatta yengeç dönencesi bile
bulunmaktadır! 2. Haritanın bilinen kısmı, bugünkü çizimle tam bir uyum
göstermektedir.
80
yaşında katıldığı seferinde, 1552 yılında Umman ve Basra üzerinde 30 gemiyle
çıktığı seferde, Hürmüz Kalesini kuşattığı sırada, dev Portekiz donanmasıyla
karşılaşmıştır. Yara alan donanmasını,
orada bırakmak zorunda kalan Piri Reis, Mısır’a döner ve Mısır
Yöneticisi (Beylerbeyi) Mehmet Paşa’ya rapor verir. Mehmet Paşa’nın padişah’a Piri
Reis’in hareketini olumsuz bir şekilde rapor etmiş ve donanmayı; tamire
ihtiyacı dahi olsa, Basra’da bırakmasının büyük bir hata olduğunu vurgulamıştır. Dönem Padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın fermanı üzere Piri Reis, donanmasını terk ettiği gerekçesi ile idam
edilmiştir. Pek çok kayıtta, Mehmet Paşa’nın politik hırsının, bu olumsuz
raporda etkisinin büyük olduğu belirtilmiştir. Zira, Piri Reis, denize ve işine
son derece bağlı ve çok tecrübeli bir kaptandır ve bağımsız pek çok tarihçiye
göre suçsuzluğu idamından sonra ispat edilmiştir.
KURUMSAL İLETİŞİM
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder