26 Şubat 2015 Perşembe

AVRUPA PATENT BAŞVURULARINDA TÜRKİYE YÜKSELİŞTE



Türkiye, resmi verilere göre, Avrupa Patent Ofisi(EPO)'ya yapılan başvuru sayısını bu yıl %3 arttırarak 274 bin başvuruyla, Avrupa sıralamasında 21. sıraya çıktı.  2014'te EPO'ya patent başvuruları rekor kırarken ilk 5 ülkenin payı yüzde 70'i buldu.

Geçen yıl EPO'ya Türkiye'den patent başvuruları yüzde 6,2 ile ortalamanın üzerinde arttı. Bir önceki yıl 23. sırada bulunan Türkiye, Tayvan ve Rusya'yı geride bırakarak 21. sıraya yükseldi.

Şirketler arasındaki sıralamada Samsung 2 bin 541 patent başvurusuyla liderliği elinde bulundururken Philips 2 bin 317, Siemens 2 bin 133, LG bin 638 ve Huawei bin 600 başvuruyla ilk 5'i oluşturdu.

Patent başvurularının yüzde 26'sı ABD'den, yüzde 18'i Japonya'dan, yüzde 11'i Almanya'dan, yüzde 9'u Çin'den ve yüzde 6'sı Güney Kore'den yapılırken ilk 10'a giren diğer ülkeler yüzde 5 payla Fransa, yüzde 3'er payla Hollanda ve İsviçre, yüzde 2'şer payla İngiltere ile İsveç oldu.


KURUMSAL İLETİŞİM



16 Şubat 2015 Pazartesi

DENİZLERİN PİRİ: PİRİ REİS




Bu ayki tarihe mal olan ünlü ismimiz, büyük bir denizci. Bu denizcimizin, öyle önemli eserleri var ki, ölümünün ardından yaklaşık 500 yıl geçmesine rağmen halen tüm dünyada konferanslara konu oluyor ve bilim adamlarının dikkatini üzerinde topluyor. Bu ünlü kaptan, Avrupa’nın ilk ve en doğru haritasını çizerek döneme damgasını vurmuştur. Akdeniz ve Ege’deki tüm kıyı, liman ve adaları tek tek tespit ederek, bir denizcilik kitabı olan Kitab-ı Bahriye (Denizcilik Kitabı Seyir Kılavuzu)’yi yazmıştır. Yine aynı kaptan, Amerika haritasını da ilk çizen kişidir. Sanırım, harita ve denizcilik dendiğinde herkesin aklına ilk gelen isimlerden biridir: Piri Reis.

Gelibolu doğumlu olan Piri Reis, Osmanlı’nın meşhur Akdeniz donanma kaptanlarından ünlü Kemal Reis'in yeğenidir. 17 yaşında amcası ile beraber deniz tutkusu hayata geçer. Amcası bağımsız bir deniz kaptanıdır.  1495- Sultan Beyazıt Tahta geçtiğinde,  Türk gemicilerinin hepsini Osmanlı idaresi altına girmeye davet eder. Bağımsız korsanlar ve gemiciler böylece donanmaya katılır.

Piri Reis’in gönlünde, gittiği yerler hakkında notlar almak, tespitler çizimler yapmak vardır. Kalbi aklı, coğrafya’da, kıyı bilimi ve haritacılıktadır. Gittiği her yerle ilgili notlar almaya başlar. Hangi nokta ne kadar sığ, ne kadar derin; nerede hangi bitki örtüsü var, hangi koya nasıl gidilir, bunları yazmaya ve biriktirmeye başlar.

Piri Reis’ten, Osmanlı tarihinde ilk olarak, Osmanlı-Venedik Savaşları Döneminde (1499-1502) bahsedilir. O da bir geminin kaptanıdır ve Kemal Reis’in emrinde Akdeniz donanmasında hizmet vermektedir. Yıllar 1511’e ulaştığında, Kemal Reis, yakalandığı bir fırtına da gemisiyle birlikte sulara gömülür. Piri Reis, amcasının kaybından çok etkilenir. Deneyimleri ve kaptanlığı bir hayli bilinmesine rağmen, denizlerden ayrılmaya karar verir ve Gelibolu’ya döner. İnziva dönemlerinde, aklında yalnız tek bir şey vardır: Bir Dünya Haritası çizmek.

1513 yılında ilk dünya haritasını çizer. Piri Reis’in çizdiği bu ilk harita, bugünkü güncel teknolojilerle çizilmiş olan kıyı haritasına şaşırtıcı derecede benzemektedir. Bu haritadaki bir diğer nokta da, pusula ve ölçekli çizilen mesafelerin, o dönem enlem ve boylamları düzgün elde edecek bir imkân olmadığı halde, gerçek ölçüleriyle neredeyse aynıdır. Maalesef bu haritasının yarısı kaybolmuştur.

O yıllarda, koy ve körfezler sadece yarım dairelerle basit kroki mantığında gösterilmesine rağmen, Piri’nin haritasında tüm koylar en ince girinti ve çıkıntısına kadar çizilmiştir.

Piri Reis 1517 yılında, tekrar devlet tarafından donanmaya çağırılır. Bir filonun kumandanı olarak İskenderiye seferine katılır. Bu sefer sırasında da Nil Nehri deltasının haritasını çıkarmayı ihmal etmez. Yavuz Sultan Selim, Piri Reis’in çizdiği bu haritayı gördüğünde övgüsünü gizlemez ve şöyle dediği rivayet edilir: “Dünya ne kadar da küçükmüş!”

Piri Reis, İskenderiye seferinin ardından tekrar Gelibolu’ya döner ve Kitab-ı Bahariye eserini hazırlamaya başlar. Bu sırada Kanun-i Sultan Süleyman tahta geçer. Rodos’un fethi hazırlıkları sırasında Piri Reis yeniden donanmaya çağırılır ve önemli başarılara imza atar.

Sadrazam İbrahim Paşa’nın Rodos’a gidişinde, Piri Reis ona kılavuzluk etmek üzere yardımcı atanır. Yolda büyük bir fırtınaya yakalanır ve bir süre kaybolduktan sonra Rodos’a ulaşırlar. Tüm sefer boyunca, Piri Reis’in haritalarına bakması İbrahim Paşa’nın dikkatini çeker. Geçirdikleri zorlu sefer sonunda dostlukları artmıştır. İbrahim Paşa, Kitab-ı Bahriye’yi bitirmesini ve Kanuni SultanSüleyman’a sunması konusunda Piri Reis’i cesaretlendirir ve bunun devlete büyük bir hizmet olacağını da ekler.

1526’da ilk kez Kanuni'ye sunulan Kitab-ı Bahriye büyük takdirle karşılanır ve Osmanlı’nın büyük eserleri arasında yerini alır. Yanda, Kitab-ı Bahriye'deki çizimlerden birini, Rodos adasını görmektesiniz.

Piri Reis, içinde 223 harita bulunan, 858 sayfalık o müthiş eserinin ardından, Dünya Haritasını yeniden çizmeye karar verir. Bu haritanın da büyük bölümü kayıptır. Sadece sol üst köşesi gün yüzüne çıkarılan Piri Reis’in 2. Dünya haritasında, Kuzey Amerika ve Atlas okyanusunun kuzey kısımları harikulade bir şekilde belirtilmiştir. Bu haritada rüzgar gülü ve hatta yengeç dönencesi bile bulunmaktadır! 2. Haritanın bilinen kısmı, bugünkü çizimle tam bir uyum göstermektedir.


80 yaşında katıldığı seferinde, 1552 yılında Umman ve Basra üzerinde 30 gemiyle çıktığı seferde, Hürmüz Kalesini kuşattığı sırada, dev Portekiz donanmasıyla karşılaşmıştır.  Yara alan donanmasını, orada bırakmak zorunda kalan Piri Reis, Mısır’a döner ve Mısır Yöneticisi (Beylerbeyi) Mehmet Paşa’ya rapor verir. Mehmet Paşa’nın padişah’a Piri Reis’in hareketini olumsuz bir şekilde rapor etmiş ve donanmayı; tamire ihtiyacı dahi olsa, Basra’da bırakmasının büyük bir hata olduğunu  vurgulamıştır. Dönem Padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın fermanı üzere Piri Reis, donanmasını terk ettiği gerekçesi ile idam edilmiştir. Pek çok kayıtta, Mehmet Paşa’nın politik hırsının, bu olumsuz raporda etkisinin büyük olduğu belirtilmiştir. Zira, Piri Reis, denize ve işine son derece bağlı ve çok tecrübeli bir kaptandır ve bağımsız pek çok tarihçiye göre suçsuzluğu idamından sonra ispat edilmiştir.


KURUMSAL İLETİŞİM




9 Şubat 2015 Pazartesi

MARPATAŞ INTERNATIONAL İLE MARKANIZ GÜVENDE!





Marpataş International; Marka, Endüstriyel Tasarım, Patent, Faydalı Model, Tescil ve Takip işlemlerine ilişkin; uzman kadrosu, güçlü altyapısı, etkin çözüm ortaklıklarıyla birlikte 30 yıllık deneyim ve tecrübesi sayesinde sizleri uluslar arası platformda güvenle geleceğe taşımaya devam etmektedir.

Marpataş International; Uluslar arası üyelikleri ile dünya üzerindeki fikri ve sınaî haklar ile ilgili gelişmeleri yakından takip ederek müvekkillerine bu konular ile ilgili güncel bilgi paylaşımları sağlamaktadır.

Marpataş International; Uzman kadrosu ile her ülke mevzuatı yakından takip edilmektedir. Yaşanılacak hak kayıplarının bu sayede önüne geçilmektedir.

Marpataş International Uluslar arası takip hizmeti ile dünyanın her neresinde olursa olsun markanın birebir ya da anımsatıcı şeklide benzer diğer markaları tespit ederek müvekkillerine bilgi vermektedir.

Marpataş International; Uluslar arası tescil işlemleri öncesi, sahip olduğu global database ile profesyonel bir  ön araştırma yaparak markanın tescil edilmek istenen ülkede tescile uygun olup olmadığı ve diğer tüm olasılıklar üzerine müvekkillerine önceden raporlama yaparak zaman ve nakit kaybının önüne geçmektedir.

Marpataş International; Verdiği uluslar arası danışmanlık hizmetleri ile de markanın faaliyette bulunulan ülkelerde, büyük maddi zararlara ve markanın itibar kaybına neden olabilecek hem hukuki hem de ticari risklere karşı müvekkillerinin önlem almasını sağlamaktadır.  


KURUMSAL İLETİŞİM



2 Şubat 2015 Pazartesi

ASIRLIK DEVDEN, MODERN LOGO HAMLESİ: ELECTROLUX




Electrolux, her yıl, 150 farklı pazarda, toplam 50 milyon adedin üzerinden ürünü satılan, Stockholm, İsveç menşeili global bir dev. Marka 1919 yılında kurulmuş, ancak tarihi 1902’lerde başlıyor ve ilk elektrikli süpürgesini 1912’de üretiyor. Asırlık marka, geçtiğimiz haftalarda logosunu yeniledi. Global devlerden Prophet Reklam Ajansı ile çalışan Electrolux, Prophet Londra ekibinin yeni tasarladığı yazı yüzü ile amblemini hiç değiştirmeden görücüye çıktı. Electrolux Marketing Grup Direktörü, MaryKay Kopf,  “Ön planda, ayırt edici sembolümüz ile;  müşterilerimizin markamızdan beklediği kalite ve güven bağlarını korurken, modern ve inovatif  bir iletişim sağlıyoruz.” Dedi. Tanıtım videosu için lütfen tıklayınız.


Electrolux,  kuruluşundan bu yana, aralıklarla logosunu güncelleyen markalardan. Şu anki amblemi ilk olarak 1962’de tasarlandı ve günümüze kadar geldi. 1901'deki logosundan bu yana, 7. Güncellemesini yapmış bulunuyor.



KURUMSAL İLETİŞİM